SÜRGÜNLERİN EZGİSİ

Bazı limanlar bazı kıyılara sorulmaz,
Karanlık yorulmaz 
Işık sırtından vurmadan
Şimdi kahır, öfke ve sabra meşgale sandığım zaaflar
Usulca el çekiyor günün kana bulandığı taraftan
Nasıl öldürür ölmek
El sürmediğin yerden dönmek
Bin parçaya bölünmek her saniye her hafta

Vedalar saygısızca
Dimağlar korkusuzca
Semalar sorgusuzca 
Çöküyor üzerime
Bir elimde sabah bir elimde gece
Zaman, zaman üstüne
Süzülüyor şafağa
İnce bir hıçkırış yormadan kimseyi
Sorgulayıp terk ettiğim her yer edip

Gözlerin karanlık kuyu dibi,
Islak bakışını çekiyorum tüm gücümle
Kaybola kaybola yılları mı buldun?
Yine de karşındayım tüm suçumla

Bilindik ses, tanınmadık bedenden yükseliyor,
Sana doğru uçuyor ateş böcekleri
Şarkılar, nağme nağme tütüyor sokağında,
Bir kararıp bir açan lamba gibi,
Fırtınalar sığınıyor limanlara
"Beni koru, beni koru yaradan aşkına..."
Beni koru bu sokaktan,
Hangi yanımı sakınsam, o yanımda patlıyor barutlar,
O yanımda dövüşüyor dünüm ve sabahım,
Sonra radyodan sesleniyor,
"Dönülmez akşamın ufkundayım..." 




Yorumlar